MATEMATİKTE BAŞARILI OLMANIN TEMEL ADIMLARI

Matematik dersinde başarılı olmanın birçok faktöre bağlı olduğu söylenebilir. Kişisel, toplumsal, ailesel, sosyo-ekonomik, öğrenme ortamı, kaynaklar ve öğretmen gibi faktörlerin matematik dersinde başarıda önemli faktörler olduğu belirlenmiştir. Bu yazıda özellikle kişisel faktörler yani öğrenci odaklı etkenler üzerinde durulacaktır. “Herkes matematik öğrenebilir” sloganı ülkemizin matematik öğretim programlarında yansımalarının olduğunu görmekteyiz. İlk bakışta buradan her bireyin ya da öğrencinin matematik eğitimi ile üst düzey kazanımlara sahip olacağı yönünde bir beklenti içerisinde olmaktayız. Ancak ülkemizdeki yerel sınavlar ve uluslararası sınavlardaki matematik ile ilgili sonuçlara baktığımızda bu hedefleri yakalayamadığımız görülmektedir. O zaman, şu soru akla gelmektedir: “herkes matematik öğrenemez mi?” Bu doğrultuda kendimize aşağıdaki şu soruları da sormamız çok daha gerçekçi ve mantıklı olacaktır. T THINKER MATH · Herkes hangi matematiği öğrenecek? · Herkes nasıl matematik öğrenecek? · Herkesin öğreneceği matematik aynı ya da farklı mı olacak? · Herkesin matematiği öğrenme yetenekleri benzerlik ya da farklılık gösterir mi? · Herkesin matematiği öğrenme stilleri nasıl olmalıdır? Yukarıda verilen sorular açıkçası çok ta kolay cevaplayamadığımız sorular gibi görünmektedir. Çünkü bireylerin tek tip öğrenme şekli olmadığı ve farklı yetenek kombinasyonlarının olduğu bilinmektedir. Bu doğrultuda, öğrencilerin yeteneklerinin ve öğrenme stillerinin matematiği öğrenme bağlamında önemli bir faktör olarak görülmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. “Bu öğrenci matematikte çok yeteneklidir. Ayşe bütün formülleri ezbere bilir. Oktay bütün dört işlem problemlerini zihinden yapar. Can bütün matematik problemlerinin çözüm yollarını bilir. Bu öğrenci matematikte bir dâhidir. Onun matematikte kafası çalışmaz. Müge matematiği hiçbir zaman yapamaz çünkü yeteneği yoktur. Matematik yeteneği doğuştandır, sonradan kazanılmaz.” Aile, toplum ya da okul ortamında yukarıda örnekleri verilen sözlerin birçoğunu duymaktayız. Ancak bu ifadelerin yani matematiksel yetenek ile ilgili söylemlerin doğruluk değerlerinin tartışmalı olduğu açıktır. Çünkü Gardner’ın çoklu zeka kuramında tanımladığı gibi yetenek zekanın belirteçleridir yani göstergesi olarak kabul edilmektedir. Bu kurama göre bütün çocukların farklı alanlarda yeteneklerinin olduğunu kabul etmemiz gerekir. T THINKER MATH Yani matematiksel zekâsı ya da yeteneği hiç olmayan ya da matematik diliyle sıfır ya da eksi olan bir öğrenci yoktur. Bunun yanında her öğrencinin matematik alanında yeteneği vardır ancak bunun düzeyi, kapsamı ve davranış boyutundaki yansımaları farklı olabilmektedir. Matematik alanında üstün yetenekli bir öğrencinin aynı zamanda, görsel-uzamsal, ritmik-müzikal ya da bedensel-kinestetik yeteneklerinin de üst düzeyde olabileceğini görebiliriz. Başka bir anlatımla, bireylerin tek bir yetenek türüne sahip olmadıklarını kabul etmeliyiz. Bu açıdan öğrencilerimiz matematiksel yeteneklerinin yanında diğer yeteneklere de sahiptirler ve bu yetenekler birbiri ile etkileşim halindedir. Bu doğrultuda, öğrencilerin farklı türlerde ve düzeylerde matematik yetenekleri vardır. Öğrencilerin matematiği öğrenme-öğretme sürecinde sahip olduğu matematiksel yetenekleri üst düzeyine çıkararak öğrenmesini daha etkili ve kalıcı hale getirmek mümkündür. Matematiği öğrenme ile ilgili söylemlerimizin birçoğunda aşağıdaki cümlelere birçoğumuz şahit olmuşuzdur. “Matematiği ezberleyerek öğrenebilirim. Formülleri, kuralları ezberlemeden soruları çözemem. Yazarak, konuşarak ve çizerek matematiği daha iyi öğrenebilirim. Sabah saatlerinde çalışmak matematik için daha elverişlidir. Müzik dinleyerek matematik çalışmayı tercih ederim. Arkadaşımla tartışarak problem çözmeyi severim. Yemek yemeden matematik çalışamam.” Yukarıda matematiği öğrenme biçimleri ile ilgili birçok söylemden bazıları bizim için doğru bazıları ise yanlış olabilir. T THINKER MATH Ancak bunların için de herkes için doğru ya da yanlış diye sınıflandırma yapmak doğru değildir. Çünkü her bireyin bir öğrenme stili vardır. Matematik dersinde de öğrenciler kendilerinin en kolay öğrendiğine inandıkları yol, yöntem ve tercihleri benimserler. Öğrenme stili tercihlerimizde diğer öğrenenler ile benzerlikler ya da farklılıklar olabilmektedir. Bu doğrultuda bireylerin kendi öğrenme stillerinin farkında olması arzu edilen bir durumdur. İlk sayfada “herkes matematik öğrenebilir” sloganı ile sorduğumuz sorulara bir açıdan yaklaştığımızı söyleyebiliriz. Çünkü bu sloganı, “herkesin öğrenebileceği bir matematik vardır” şeklinde anlamamız ve uygulamamız gerekir. Burada bireylerin sahip oldukları matematiksel yetenekler kapsamında öğrenebileceği birçok matematiksel bilginin olduğunu çıkarabiliriz. Yeter ki bizler matematik ve diğer alanlardaki sahip olduğumuz yetenekleri birleştirerek en üst düzeyde yararlanma için çaba gösterelim. Diğer önemli bir husus ise, matematiği öğrenirken tercih ettiğimiz yol, yöntem ve yaklaşımların farkında olalım. Matematik öğrenirken hangi öğrenme stillerini tercih etmeliyim ve neden gibi sorular üzerinde düşünelim. Öğrencilerin matematiği etkili ve kalıcı şekilde öğrenebilmeleri yani başarılı olabilmeleri için öncelikle kendilerini tanımaları ve kendi özelliklerinin farkında olmaları önemli bir başlangıç olabilir. Matematikte başarılı bir öğrenen olma yolunda öncelikle kendi matematiksel yeteneklerimizin farkında olmaya ve bu yeteneklerimizi üst düzeyde kullanmaya çaba gösterelim. Ayrıca matematiği öğrenirken tercih ettiğimiz öğrenme stillerini düşünelim ve bu tercihlerin öğrenmemize ne düzeyde etkileri olduğunu fark edelim.

ThinkerMath'den Haberdar Olun!

ThinkerMath'e Son Eklenen Yeniliklerden Ücretsiz Haberdar Olun.

owl.png